RAVİ
Abdullah İbnu İkraş İbnu Züeyb

HADİS
Abdullah İbnu İkraş İbnu Züeyb babasıdan naklediyor: "Kavmim Beni Mürre İbnu Abid, benimle mallarının sadakasını Resulullah (sav)'a gönderdi. Medine ye gelince O'nu (sav) Muhacir ve Ensar'ın arasında oturmuş buldum. Elimden tutup beni Ümmü Seleme radıyallahu anha'nın evine götürdü. Varınca: "Yiyecek bir şey var mı?" diye sordu. Bize, içerisinde bolca serid ve (kuşbaşı) et parçaları olan bir tepsi getirildi. Ondan yemek için yanaştık. Ben elimle kabın her tarafını yokladım. Resulullah (sav) önünden yedi. (Bir ara) sol eliyle sağ elimden tuttu ve: "Ey İkraş! bir yerden ye. Çünkü (kabın içindeki yemek) tek bir yemektir. (Her taraf birdir)" buyurdu. Sonra bize, içerisinde taze ve kuru çeşitli hurmalar bulunan bir tabak getirildi. Bu sefer önümden yemeye başladım. Resulullah (sav)'ın eli ise, tabağın her tarafında dolaşıyordu. Bana da: "Ey İkraş! Dilediğin yerinden (alıp) ye. Çünkü (tabağın içindekilerin hepsi) aynı çeşit değil" buyurdu. Sonra bize su getirildi. Resulullah (sav) elini yıkadı, elinin ıslaklığı ile yüzünü kollarını ve başını meshetti ve: "Ey İkraş! Bu, ateşte pişenden (yenince alınması gereken) abdesttir" buyurdu.

KAYNAK
Tirmizi, Et'ime 41, (1849); İbnu Mace, Et'ime 11, (3274)


BİR SES DUYDUM RAVZANDAN


Bir ses duydum ravzandan
Sakın kalkma buradan
Çok yakınım sana ben
Gine bana çağrıyon

Ravzasında gül ağcı
Sensin dertler ilacı
Görmez seni her hacı
Ciğerimi dağlıyon

Pek küçücük yaşında
Aşk var imiş başında
Görün beni düşünde
Gine bana çağrıyon

Pek tez aram bozulur
Her an içim ezilir
Görmeyenler ne bilir
Derler neye ağlıyon

Çok veliler ağladı
Hakka gönül bağladı
Yâ Muhammed Yâ Hâdi
Görsem deyu ağlıyom

Parmakcalık perdedir
Batmaz güneş nerdedir
Mücahid cenan candadır
Adetin mi ağlıyon